Konya'da ev bulmak da zor...bekara ev vermekte tereddüt içinde insanlar. Sordukları her kiralık evi ya tutuldu ya satıldı demekteler. Zor bela yaşlı bir teyzenin yanına bir odaya pansiyoner olarak giriyorlar. Kişi başına o zamanki parayla 2500 lira ödemek kaydıyla. Kendi yataklarını çarşıdan alıp geliyorlar. O sıralarda Diyarbakır'dan arkadaşları Zehra ve Mühibe ile de bir araya gelip hasret gidermekteler. Bir odanın içinde hepsi yatıp kalkıp yiyip, içip, ders çalışma vs. işlerini yaptıklarından zor idare ediyorlar. Sonunda daha geniş bir ev bulup oraya geçiyorlar. Ayda 10.000 lira kira, yakıt parası hariç. Aldığı maaş giderlerini karşılamamakta, baba evinden yardım gelmekte ara ara.Arkadaşı Güler stajiyerliğin bitiminde Konya'nın kazası Beyşehir'in bir nahiyesine çıkar. Hanzade'nin de stajiyerliği bitmişti ve tayin beklemektedir.Konya halkının yabancıya karşı tutucu hali hoşuna gitmese de sabretmekte kararlıdır. İnsanlar bekar ve modern düşünceli her kadını kendi tanıdıkları gibi düşünmekte ön yargılılar.Ordu'yu özlemekte, fakat memuriyetin bu hallerini baştan kabul ettiği için pes etmek istemiyor. Daha sonra okulun lojmanına geçiyor bir öğretmen arkadaşıyla. Ayda 800 tl veriyorlar .
O esnada bazı evli kadın arkadaşları görücü usulüyle bazı evlilik teklifleri de yapmaktalar. Bu tanıdık vasıtasıyla ortaya çıkan evlilik teklifleri hayatı boyunca önüne çıktı .Ayrıca uyum sağlayamayacağını düşündüğü için olumsuz cevap verdiği arkadaşlarından da evlilik teklifi geldi. Hanzade çok okuyan ve özgür ruhlu kendini sürekli geliştirmeye açık bir insan olduğu için, kafa dengini bulmadan evlenme niyeti yoktur. Evlenmek için evlenmek fikri ona tersti. Çünkü arkadaşlarının bazılarında evlilik çok iyi gitmemekte, bu ise Hanzade'yi düşündürmektedir.Evlilikte eşitlik, sevgi, saygı çok önemliydi. Bunların üçünü bulamayacağı duygusu evlilik kararı almaktan uzak tuttu onu.Üniversitede ciddi özel arkadaşlık tekliflerini, henüz meslek sahibi olmadan, ekonomik özgürlük elde etmeden çok sağlıklı olmayacağını düşünerek öteledi.Çok evrensel düşünen, kadın için geçerli olan ahlak kurallarının erkek içinde geçerli olduğunu kabul eden bir yapısı vardı. ''Erkekler de namuslu yaşayacak, kadınlar da'' derdi... feodal kökenli eski bir ailede yetişmiş olduğu için, evrensel düşünse de lokal yaşadığını asla unutmadı ve toplumun ahlak kurallarına hep uydu. Kadın erkek arkadaşlığını normal gördü, anlaşarak evlenmeyi de... Kadının tüm dünyada ezildiğini biliyordu, hele ülkemizde daha çok olduğunu...İslam ülkeleri arasında en ileri kadın hak ve özgürlüklerinin, Türkiye'de olmasının, Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde olduğunun bilincindeydi. ''Utandığınız bir şeyi yapmayın, yaptığınız bir şeyden de utanmayın. Buna göre yaşayın'' dediğini bir öğrencisi taziye için evimize geldiğinde anlatmıştı.O zaman, yeğenlerine söylediği bu sözü,öğrencilerine de söylediğini anlamıştım.
Hanzade 1986 yılı şubat ayına kadar Konya merkezde öğretmenlik yapar.24 ağustos 1984 yılında annemizi trafik kazasından kaybettik. Babam yalnız kaldı, çeşitli hastalıkları vardı, bakıma muhtaçtı. Bu nedenle tek bekar çocuğunu, Hanzade'yi Ordu'ya babasının bakımıyla ilgilenecek olduğu için babama sağlık raporu alarak tayin yaptırdık ailevi nedenlerden ötürü.Böylece dört senedir ailesinin memleketinin özlemini çeken Hanzade, acı bir olayla memleketine gelebilmişti.Ordu merkezde İmam Hatip lisesine biyoloji öğretmeni olarak atandı.
 |
| 1986 ağustos ayında yeğenleri ve babasıyla Hanzade |
 |
| Hanzade'nin Ordu'da babamla kaldıkları ilk yıllar |
 |
| Hanzade Uzunömeroğlu ailesine ait Kaleboynu yaylasında |
 |
| Hanzade babamla ayni evi paylaşıyorlar |
Yorumlar