Halil Suman'ın katledilişinden üç gün sonra,Hanzade ve ev arkadaşları Ayşe,Mühibe, Diyarbakır Emniyet müdürlüğü 1.şubeden polisler tarafından evden alınıyor,merkezde sorgulanıyorlar.Zaten Diyarbakır sıkıyönetim bölgesi o zamanlar.Kardeşim 20 yaşında ilk kez siyasi polis sorgusundan geçiyor ve hem üzgün hem şaşkın.Kardeş gibi sevdikleri okumayı kurtuluşu görenyoksul Halil'e mi üzülsünler?,yanıbaşlarında patlayan silahların altında ödleri koparak,hayatta kalmaya çalışmaktan psikolojilerinin sarsılmasına mı? yoksa kapıya gelen polisler eşliğinde sorguya gitmelerine mi???!!!Evsahibi hacı teyzenin paçaları tutuşmuştur.Hacı teyze oralıdır ve tüm bölge halkının devletten çekinen insanları gibidir.Devlet ile terörizm kıskacı arasında sıkışan halkın sadece bir örneğidir hacı teyze.Anında olayı tüm apartmana yayar bu nedenle.Bu olay karşısında hacı teyze ''artık evimde kalamazsınız,polis sizi sorguya neden götürdü?benim kiracılarımın devletin memuruyla sorunu olamaz''diyor.Kadıncağız haklı kendince,onları potansiyel suçlu görmekte ama bilgide eksik ve cahil...çünkü kardeşim ve arkadaşları hiç bir siyasi eyleme katılmamışlar, sadece bol kitap okuyan,düşünen ve feodal baskının etkilerini halen muhafaza eden bir kentte özgür düşünceye ve diyaloğa önem veren yurtsever, insan hak ve özgürlüklerine inanan çocuklar.Tüm canlıların yaşam hakları olduğuna inanmaktan başka suçları yok.Diyarbakır halkının bugün olduğu gibi halen kız çocuklarını eksik etek görmesi, okuyan kıza şüpheli bakması,kadın erkek eşitliğine inanmaması,kız başlarına erkek arkadaşlarının cenazesini teslim alarak taaa Viranşehir'de oturan gariban ailesine teslim etmeleri ve toprağa vermeleri polis tarafından izlenmiş meğer.Keşke emniyet teşkilatı, ayni duyarlılığı, okulda meydana gelen o faciadan önce gösterseler ve önlem alsalardı...Tabi kızlar onurlular,
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM2-87Jjgpt-l3fjdkpeY4WMhAqlepslzLdpvLbcafuavhq_-c_P08RFoZ9dPt6_tEHsv0_T2lpgpxe-LcBVWws6Z3kJFz2yA2VKKQ1xUMQ0kQYpLgEkCo5ASBMA_MJ2Xc_uL2Fb3iVeI/s320/mehmet+sa%25C4%259Flam+ailesi.jpg) |
(Resim:Mehmet Sağlam,Ayşe,Mühibe,Hanzade,Mustafa amca,Naime teyze) |
evsahibi hacı teyzeye ''hemen çıkıyoruz''diyorlar.Maraşlı Ayşe'nin erkek arkadaşı İsrafil'in bulduğu derme çatma bodrum dairesine acilen yerleşiyorlar.İsrafil'in o evi temizlemede ve yerleşmelerinde çok faydası oluyor.O anılarını ifade ederken Mehmet Sağlam ve ailesinin(anne Naime teyze,baba Mustafa amca) çok koruyucu kollayıcı hallerinden minnetle bahsederdi.Artık başları sıkışsa Mehmet Sağlam abilerinin annesi, babası kızlara manevi anne baba olmaktalar.
Zehra Utkun'la Hanzade ayni okulda okumuyorlardı.Sanıyorum Mühibe'nin uzaktan akrabasıydı bu nedenle yurttan tanışmışlardı.Mühibe ile Siverek'te hem komşu,hem çocukluk arkadaşıydılar. Zehra matematik okuyordu Gaziantepte eğitim enstitüsünde.Hepimizle zamanla tanışmış ve hepimizde iz bırakmış mert, dobra, dürüst bir kızdı.Urfa Siverek'ten eski bir aşiret kızıydı.Sekiz kardeş olduklarını anlatmıştı Hanzade.Ailede kız çocuklarını okutmama adetleri varken, Zehra evli abilerini zorla ikna ediyor, asla okuyan gördükleri diğer kızlar gibi yoldan çıkmadan(!) okuyacağını ve kız olduğuna ait görüntüde hiçbir cinsel emare bırakmayacağı sözünü veriyor.Ailenin erkekleri, kerhen okumasına izin veriyorlar.Ben Zehra Utkun'u 1979 yazında Ordu'ya geldiğinde görmüştüm ilk kez...Çok şaşırmıştım, çünkü erkek çocuğu gibi giyinmiş ve sigara içmekten sesi kalınlaşmış kısa saçlı erkek vari hareketler yapan bir kız çocuğuydu.İlk kez gören erkek sanıyor,sonradan kız olduğunu anlıyor.Bu durum,Zehra'nın baskıcı ortamda kendisini koruma zırhıydı aslında...Sonra tanıdıkça o itici tavrı gözüme çok hoş gelmeye başladı... hepimize de...Canım Zehra'm, nasıl doğal nasıl keyifli bir insandı,o ciddi görünümlü suratda sadece gözleri muzipçe parlardı, öyle espriler yapardı ki,güneydoğu aksanıyla, gülmekten çatlardık adeta...İlk geldiğinde Ankara'ya Gülay ablama geliyor.Ablam onu otobüs terminalinden almak için hazır bekliyor.Zehra'nın abilerinden biri Zehra'yı Gülay ablama teslim edecek ve can arkadaşı ve Utkun ailesinin güvenlerini kazanmış Hanzade'nin yanına Ordu'ya gidecekler.Abisi Gülay ablamı görünce çok şaşırıyor,bozuluyor..zira ablam diye söylemiyorum içimizde en güzelimiz, en şık olanımız oydu...en sanatçı ruhlumuz da oydu...resim,seramik, heykel,vitray çalışmaları doğuştan gelen yeteneğinin eseriydi.İri gözlü hoş bakışlı,her daim modern giyimli, o zamanın modasına uygun mini etekli çıtı pıtı zarif güzel bir kız.. o zamanlar Gülay ablam,Amerikan Kültür derneğinin resim çalışmalarına katılan bir kursiyer ayni zamanda.Ben okulumu bitirip Ordu'ya dönünce, Ankara'daki evimizde yalnız kalmakta.Diğer taraftan da hafta içi mesai saatlerinde Emekli Sandığında çalışan genç bir memur.Feodal değerlere sadık abi,'' Gülay abla'' deyince başı kapalı,eteği uzun, Hanzade'den daha altlarda yaşayan birini görecek hayalinde iken , karşısındaki hanımın modernliği albenisi, şark kültürüyle yetişmiş, erken ölen babalarının yerine kendisini koyan abiyi afallatmıştı... kızkardeşlerini hayırlısıyla evlendirip baş-göz etmeyi, namuslarına söz getirmemeyi amaç edinen abileri,diğer kızları bu nedenle okutmamış,Zehra'yı ise erkek gibi davrandığı süslenmediği için zor bela okutmayı kabul etmiş. Zehra'yı bir kenara çekiyor abisi, kürtçe bir şeyler söylüyor,daha sonra Zehra'dan yıllar sonra öğreniyor ablam ne dediğini: ''bak kızım başına bir hal gelirse, kendini imha et , film artisti gibi tanımadığımız bir kızın evinde konuk olacaksın''diyor öfkeyle uzaktaki modern şık ablama bakarak:)))Zehra'nın abisi Ankara'da ve tek başına yaşayan bir kıza, kızkardeşini teslim etmekten çok rahatsız olduğunu,daha sonraki yıllarda bizi sık sık ziyarete gelen Zehra'dan sıkça dinlemiştik ve kahkahalar atardık dinlerken.Ne neşeli günlermiş onlar...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiODU7ZpoJowpNpHCSDPkCTqHt2OIdmkvx4eUMycbTfwbdgIGskWw9VttVS4KlkjtXKXPZvmwzZ6VxhXoVErr6kKF_BTPltS4a_WwcPJnYcWQvKBZruMWapEAQYp50nWPgObSmEHMzmMbQ/s320/g%25C3%25BClay1970.jpg) |
Gülay ablam1970 yılında |
Hanzade ve Zehra yıl 1979
Zehra ve Ayşe
Hanzade ve Zehra yıl 1981
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYx9ArldB_S0iUJBXh47Y6fQYH1cCkKWaOtJGg0HAXvHeMIUFiSCbwR5nmhpIsGeYoMYhuNWYfWmCodXM4wGmlzqWMJ818AJtQHEs57Olj_ctLe3gHAcPsuRv174agATWY7M8aDI9YY_Y/s320/erkek+zehra.jpg) |
Zehra Utkun 1982 yılı |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoeZvWE5y1R8zbQmBOSS1lFHEjILqj5S5LmqagUbfJgEaztDlberPhXrcNhfIr7NY97vnqAfJK9xS5PTU3tv3Rd9Fjjx7WW1IoNWm4zPpZBoIYGF5xrBcZatE-o-9eNAneWYOzWAFzSCs/s320/g%25C3%25BClay+1980+y%25C4%25B1l%25C4%25B1.jpg)
Gülay ablam
Yorumlar