Bir zamanlar Hanzade vardı...(7)
Hanzade, Mühibe, Ayşe Bodrum katı dairesinde eğitim yılın sonunu zar zor geçiriyorlar 1979 da.Zira Halil'in öldürülüşü sonucu, kürt öğrenci fraksiyonlarının okulda ki zorbalıkları bitmiyor.Kaç kez tehdit alıyorlar, okula gelmeyin yoksa...şeklinde...Herşeye rağmen Hanzade tehditlere boyun eğmiyor ve okula gidiyor arkadaşlarıyla.Hanzade'ye, vicdanının rahat olmadığı hiç bir olayda ''zorbalıkla'' bir iş yaptırılamazdı..O insani duygularını kaybetmeden,bilimsel düşünceye saygılı olarak hareket ederdi.Doğru bildiği yoldan asla çevirilemezdi.Ezilen, sömürülen, su-istimale uğrayan herkesin yanında olurdu.Bu uğurda gözünü budaktan sakınmazdı.Tabi bu kararlılığını sakin ve seviyeli bir şekilde uygulardı.Asla kabalaşmaz, asla hukuksuz davranmazdı.Evrensel hukuk kurallarına saygılı ve ölçülüydü.O yıllarda,sıkıyönetime rağmen meydana gelen olaylarda, ''haklıyken haksız duruma düşen'' insanları da fark ediyordu.Masum sokaktaki vatandaşların sıkıntısının nedenini iyi öğrenmişti... Kahramanmaraş'ta 19- 26 aralık 1978 de Alevilere yönelik katliamda 120 insan öldürülmüş sadece.Bunu yapanlar dini kendilerine alet ederek milliyetçi olduklarını ileri süren vicdansız katillerdiDevlet ve kürt fraksiyonlarının arasındaki gerilimde,dış ülkelerin yarattığı kaos ve sinsi hesapların etkisi olduğunun da farkındaydı.Devletin bölge halkına karşı çözüm bulucu tavrı yetersizdi,önlemler evrensel hukuka uymuyordu...terör nedeniyle bir çok insan hayatını kaybediyordu.Diğer yandan dini baz alan bir takım örgütler de terörde üzerine düşen rolü oynuyordu.Daha sonra, 1Şubat 1979 da Milliyet gazetesi genel yayın müdürü Abdi İpekci, milliyetçi olduğunu iddia eden katil Mehmet Ali Ağca tarafından katledilmiş, 29 eylül 1979 da Adana emniyet müdürü Cevat Yurdakul, insanlık ölçüsünde emniyeti sağlamayı amaç edindiği için, milliyetçi olduğunu iddia eden ve bölgenin kaosundan nemalananlar tarafından öldürülüyor.Bu tüm masum insanlara üzüntü veriyor.Cevat Yurdakul ülke insanlarının barış içinde yaşaması için çabalayan hümanist bir emniyet görevlisiydi. Cevat Yurdakul Ordulu bir ailenin evladıdır, Hanzade Ordulu emniyet müdürünün katledilmesine çok üzülmüştü.Terör sağ, sol teröristlerle, devletin de alet edildiği bir kaosta çığ gibi büyüyordu. Ecevit hükümeti yerini Demirel hükümetine bırakıyor.Fakat terör yine bitmiyor.Siyasi partiler ve iktidar teröre çare bulamıyorlar.''Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz diyen Demirel hükümeti,16 ilde uygulanan sıkıyönetime rağmen terörü durduramıyordu.Sıkıyönetim İstanbul ve Ankara illerini de kapsıyor. Kimsenin can güvenliği yok.Diyarbakır ise bu terörün ana merkezi adeta.Daha önceki Ecevit hükümeti zamanında, terörü fırsat bilen stokçular vardır, kuyruk devridir o yıllar...
Özetle Türkiye halkı, bazen sağcılık,bazen solculuk, bazen de şovenizm rüzgarıyla, darmadağın edildiği, insanlıktan çıkmış terör aktörlerinin oyuncağıdır o yıllar...Herşeye rağmen o öğrenim yılını bitirebildiler.Kaç kez okulda silahlı çatışmalar olmuş,yanında silahlar patlamış. Allah yardım etti,bebekliği mucize olan kardeşime, o yıllardan sağ çıkabildi.Sonraki yıl Mühibe'nin ailesi Siverek'ten Diyarbakır'a taşınıyor,Ayşe mezun oluyor, evde tek kalan Hanzade tekrar yurda giriyor.Yurdun daha güvenli olduğu düşünüyor. Hanzade'nin okulunu, bu şartlar altında 1981 şubat döneminde de bitirebilmesi bizim için büyük sevinçti. Bu korkulu yıllar,ta 12 eylül 1980 ihtilaline kadar sürdü.Hayret edilecek şekilde 12 eylül sonrası herşey süt-liman oldu ve terör bitirildi ne hikmetse...
O acılı yılların, Hanzade'nin olgunlaşması,hayatın acı yüzüyle tanışması, gerçeği öğrenmek için çok çok kitap okuması,her yönlü yayın takip etmesi, bilgilenmesi ve inandığı evrensel doğrular için sonuna kadar direnmeyi, empati yapmayı,ön yargılı olmamayı öğrenmesine büyük faydası olmuştur.
Özetle Türkiye halkı, bazen sağcılık,bazen solculuk, bazen de şovenizm rüzgarıyla, darmadağın edildiği, insanlıktan çıkmış terör aktörlerinin oyuncağıdır o yıllar...Herşeye rağmen o öğrenim yılını bitirebildiler.Kaç kez okulda silahlı çatışmalar olmuş,yanında silahlar patlamış. Allah yardım etti,bebekliği mucize olan kardeşime, o yıllardan sağ çıkabildi.Sonraki yıl Mühibe'nin ailesi Siverek'ten Diyarbakır'a taşınıyor,Ayşe mezun oluyor, evde tek kalan Hanzade tekrar yurda giriyor.Yurdun daha güvenli olduğu düşünüyor. Hanzade'nin okulunu, bu şartlar altında 1981 şubat döneminde de bitirebilmesi bizim için büyük sevinçti. Bu korkulu yıllar,ta 12 eylül 1980 ihtilaline kadar sürdü.Hayret edilecek şekilde 12 eylül sonrası herşey süt-liman oldu ve terör bitirildi ne hikmetse...
O acılı yılların, Hanzade'nin olgunlaşması,hayatın acı yüzüyle tanışması, gerçeği öğrenmek için çok çok kitap okuması,her yönlü yayın takip etmesi, bilgilenmesi ve inandığı evrensel doğrular için sonuna kadar direnmeyi, empati yapmayı,ön yargılı olmamayı öğrenmesine büyük faydası olmuştur.
Yorumlar