Bir zamanlar Hanzade vardı...(13)

     Ortadoğuda yaşananlar, şimdi de olduğu gibi ülkemizi etkilemiştir. O yıllarda. Hanzade'nin Diyarbakır'da yaşayan arkadaşları, savaşın etkisiyle, terörün artması,sınır güvenliğinin olmaması nedeniyle başka kentlere taşınmışlardır. Zehra'nın da ailesi bu sebeple İzmir'e yerleşmişlerdi. Irak, Suriye'deki kaos nedeniyle terör örgütlerinin o bölgeye yerleşmesi, sınır boyunca kentlerin, arada füzelerle vurulması da vardı.Türkiye, uluslar arası emperyalist aktör devletlerin ortadoğu planları nedeniyle çok zor yıllar geçirdi,halen de geçiriyor...Türkiye'de 2001 yılında büyük bir ekonomik kriz patlar.O  zamanki koalisyon hükümeti DSP lideri Bülent Ecevit ile ANAP lideri Mesut Yılmaz,MHP lideri Devlet Bahçeli yönetiminde bu krizi atlatamaz.Meşhur ''anayasa kitapçığının fırlatılması'' olayı sonucu, ekonomi allak bullak olur.Koalisyon hükümeti erken seçime gider ve 3 kasım 2002 de yapılan genel seçimi, yeni kurulan AKP kadroları liderleri Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında oyların %35 ini alarak tek başına iktidar olur.AKP kadroları,milliyetçi muhafazakar,milli görüşcü  partilerin lideri Necmettin Erbakan'ın yanında yetişmiş kadrolardır. Önce Fazilet partisinin, sonra kapatılınca Saadet partisinin revize edilmiş milli görüşünün gömlek değiştirmiş hali olan kadrolar artık Türkiye'yi yönetmektedirler.Halen bu yönetim 21 senedir devam etmekte, her seçimi kazanarak bu günlere gelmiştir.Tabi Erbakan hocanın milli görüşünden hayli uzakta bir yönetim şekliyle devam etmektedir bu.Amerika ile ilişkilerimiz önce iyi gibi görünürken, sonradan 15 temmuz 2016 yılında, devletin tüm güçlerini eline geçirmiş Fettullah Gülen'in darbe girişiminin püskürtülmesiyle,daha kötüleşmiştir.ABD Fettullah Gülen'in kadrolarını destekleyerek bu darbeye çanak tutmuştur.ABD, Fetö darbesini yapanlara kucak açmıştır.Tüm bu yaşanan siyasi gelişmeler hepimizi son derecede rahatsız ederken, elbette sağlığımızı da etkilemekteydi dolaylı olarak.Türkiye ABD ve emperyalist ülkelerin oyuncağı olmaktan kurtulamamıştı, etkilerini ekonomik krizler olarak halk çekmekteydi.             
    Hanzede bir yandan çağdaş medeni bir öğretmen olma çabasını yaşarken, diğer yandan da ülkemizin çok iyi yönetilemediğinin acılarını çeken biriydi. Darwin'in Evrim Teorisi, tüm medeni seviyedeki ülkelerin biyoloji derslerinde anlatılırken, ülkemizde 2017 yılında lise ders müfredatından çıkarıldı.Hanzade lise biyoloji öğretmeni olarak bunun adil bir karar olmadığını iyi biliyordu.Oysa biyolojide canlıların sınıflandırılması, o ret ettikleri Darwin'in şemasına göre yapılmakta ve halen biyoloji derslerinde gösterilmekteyken bu çelişkiyi öğrencileri sorduğunda sadece gülümseyerek bu karar değişebilir, değişmeyen tek şey gerçekliktir şeklinde geçiştirmekteydi...Etrafındaki arkadaşlarına şöyle anlatmaktaydı:''Darwin (doğum:1809,Ölüm:1882) bu teoriyi ortaya attığında, henüz elektron mikroskoplar  keşfedilmemişti. Maddenin en küçük parçasının önce atom,daha sonra atomun parçalanmasıyla açığa çıkan foton(ışık taneciği) olduğu, DNA nın canlıların temel aminoasit formülü olduğu bilinmiyordu. Darwin ,İngiltere'de aristokrat bir ailenin çocuğudur ve kendini biyoloji bilimine adamıştır.Öyle ki,çeşitli canlıları incelemek için ailesinden uzak üç yıl,Amerika'da Galapagos adasında zor şartlara direnerek yaşamış ve inceleme yapmıştır.Oradaki çok geniş hayvan,bitki çeşitlerini incelerken fark ettiklerini ''Evrim Teorisi'' adı altında kitap haline getirerek yayınladı.Canlıları incelerken fark ettiği ortak davranışları, üreme, beslenme,akıl yürütme,bir arada yaşama gibi ortak noktaların ayni olduğunu gördü.Türlerin ortaya çıkışları ve canlıların ortak atalarının ayni kökenden geldiğini ileri sürdü.Fizik bilimciler henüz o esnada Bing Bang teorisi ve kainaatın oluşumunu açıklamamışlardı.(Hanzade ''Bing-Bang dan önce ne vardı''sorusunu soranlardan olmuştu...)Hatta son yıllarda ortaya çıkan yapılan deneylerde çok şaşırtıcı sonuçlar alınan Kuantum fiziği hakkında da kimse bir şey bilmiyordu .Darwin tüm canlıların ortak atası olması gerektiğini ileri sürdü.Çünkü hayvan davranışları birbirine çok benziyor, insanlar da memeli hayvan sınıfında sayılıyordu.Hayvanlardan insanı ayıran tek özellik,konuşabilmesi ve farklı zekasıydı. Darwin hıristiyan öğretilerine göre yetişmiş olmasına rağmen, deneysel olarak gördüklerini akıl sentezinden geçirerek mantıklı olan var sayımını ifade etmişti.Tanrı'ya inandığını, ama hırıstiyanlığın akla zarar öğretilerini ret ettiğini söylemiştir.Yani agnostiktir(bilinmezlik).Bilim insanları ispat edemediği hiç bir şeye inanmazlar, bu nedenle dünyada ki canlı çeşitliliği ve dünyanın doğal yapısını incelediğinde, hepimizin ortak atası birdir demiş.Modern biyoloji geliştikce  , son zamanlarda Darwin'in söylediklerini tekrar etmiş.İlk canlı tek hücre olarak suda başladı,çok hücreli yapıya mutasyon oldu,hücreler organize olarak canlılar teşekkül etti, sonra canlılık karaya ve havaya yayıldı.Çevre şartlarına uyum sağlayanlar, doğa koşullarına uyum sağlayarak hayatda kalanlar türlerini devam ettirdiler. İnsanlarda ki kuyruk sokumu uzantısı, evrimleşmeden arta kalan bir uzantı olarak düşünülmekte günümüz bilim dünyasında. Dinazorlar 65 milyon yıl önce var iken, bugün yoklar.Çünkü olasılıkla, dünyaya çarpan bir göktaşı nedeniyle buzul çağına girildi ve o türler ortadan kalktı.Bugün iskeletleriyle hayret uyandırmaktalar. Modern biyoloji ve fizik-kimya bilimleri, Darwin teorisinin eksiklerini tamamlamakta bugün.Teori temelde doğru fakat eksikleri olan bir teoridir. Darwin zaten şöyle demiştir kitabının ön sözünde ''Eğer bu teori ispat edilirse, beni biyoloji bilim tarihine altın harflerle yazsınlar, aksini ispat ederlerse bilim tarihinin çöplüğüne atsınlar teorimimi ''  Darwin'in haklılığı her sene daha iyi anlaşılırken,ders programlarından kaldırılması çok üzücüydü. Hanzade Allah'a inancı olan bir insandı.Çok kitap okurdu kendi alanında ya da başka alanlarda.Allah inancı bilim okudukca daha pekişmiştir. Kainaatda, Dünya'nın ait olduğu Samanayolu galaksisinde, güneşimiz gibi milyarlarca güneş olduğunu biliyordu. Bizim güneşin etrafında dokuz gezegenin büyük bir uyum ve dengeyle hem kendi etraflarında, hem güneşin etrafında döndüğünü,insanlığın teknolojisiyle henüz bir gezegene bile gidemediğimizi, bu müthiş düzenin bilim kurallarıyla var olduğunu,bilimle yaratılmış var oluşa son derecede inanır,evrim geçiren bir kainaatda insan ve hayvanın da evrim geçirdiğini iyi bilir, evrim basamağının yükseltilmesi için bilimden vaz geçilmemesini sıklıkla ifade ederdi.''Bilim bir gerçeği ispatlarıyla ortaya koyar,ispat edilmeyen hiç bir konuyu gerçek saymaz.Yeni bulunan gerçekleri, eski bulunanlara ekleyerek yol alır''derdi.Bilime ters düşen her söze itibar etmezdi.''Dünya sadece biz insanlara ait değil,hayvanlara bitkilere de aittir'' derdi.Bu nedenle hayvanların haklarına da çok saygılıydı elinden geldiğince,yaşam haklarını savunurdu.Her canlının temel hakkı yaşamaktır düşüncesini ilke edinmişti.Yok oluş olmadığını, sonsuz zeki enerjinin maddeleşmiş halleri olan tüm kainaatın ve canlı varlıkların, tekrar enerjiye dönüştüğünü, Eistein'ın izafiyet teorisini, Enerji=MaddexIşık hızının karesi(zaman) formülüne uygun olarak, enerji maddeye, madde enerjiye dönüşür olduğunu bilirdi.Allah'ın her şeye gücü yeter, akılla bilimle kurallar zinciriyle var etmiş kainaatı derdi.Yobaz din anlayışına bu nedenle son derecede karşı çıkardı.Öğrencilerinin bilim yolunda eğitilmesi için çok çabaladı.Akıl mantık ve vicdan ile doğru olanı yapmalarını istedi onlardan.Adaletsiz hukuksuz  işlere de çok üzülürdü hepimiz gibi, fakat elinden gelen olmazdı...Kendi çapında doğru bildiği yolda yasal mücadelesini sürdürdü.






      


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir zamanlar Hanzade vardı...(3)

Bir zamanlar Hanzade vardı...(2)

Bir zamanlar Hanzade vardı...(14)